Yaz başından beri süren asosyalliğime haftasonu biraz olsun ara verdim. Zannetme ki çoookk hareketli geçti. Sadece bienale gittim ve sadece iki mekan gezebildim şimdilik ama olsun. Pazarlıkla iki tanesi 6 ytl'ye tişört aldım (güzeller valla). YKY'na girdim, normalde orası pek birşeyler aldığım ya da girip bakındığım bir kitapçı olmamasına rağmen bu sefer uğradım kiiii iyi ki öyle yapmışım. Wold kartla peşin ödeme yapınca ve nakit alımlarda taaammm %20 indirim yapıyorlarmış. Şahane oldu tabii; iki kitap aldım (iki tişörte uysun diye..hihih), bir tanesi bedavaya geldi, çok mesut oldum. Yaşar Kemal'in İnce Memed 2'si ile Walter Kaufmann'ın Dostoyevski'den Sartre!a varoluşçuluk-seçilmiş bölümler.
İnce Memed 1 Yaşar Kemal'in okuduğum ilk kitabı. Okuduğumda ortaokula gidiyordum sanırım, tam hatırlayamıyorum, kolay mı nerdeyse ( şimdi durdum hesapladım da aman allahım dedim, e normal tabi, off...) 18 sene falan olmuş, düz hesap 20 desen ufacık veletmişim nerden bakarsan. Neyse, geçen sene tekrar aldım okurum falan diye ancak bu kış okuyabildim. Seriyi tamamlıyım diyorum başlamışken. Diğer kitap ise ilgimi çekti aldım valla açıklama yapmıcam!
Uzun zamandır keyfi olarak dışarı çıkmadığım için bir süslendim bir hazırlandım ki sorma. 3 numara biriyle buluşacağımı zannetti.
Neyse... önce Garanti Binasına gittim; ilgimi Yael BARTANA'nın işi çekti. Bir video gösterisi, konusunu şöyle açıklamışlar;
"Bartana bu bienalde “Yabani Tohumlar” adında, kendi icat ettikleri “Gilad Yerleşimi’nin Tahliyesi” adındaki bir oyunu oynayan 18 yaşındaki bir grup genci konu alan iki ekranlı bir video projeksiyon sunuyor. Oyunun başında iki genç resmi yetkilileri temsil etmek üzere seçiliyor ve grubun geri kalanını bölüp ayırarak oyunu kazanmaya çalışıyorlar. Bir daire oluşturacak şekilde birbirlerine kenetleniyorlar ve sıkıca birbirlerinin kollarına, bacaklarına, ellerine neresi gelirse yapışıyorlar. Büyük görüntü, yerleşimlerini terk etmeyi reddeden, bu yalandan protestocuların etrafında ve içinde gezinerek gençleri oyunu oynarken gösteriyor. Daha küçük görüntüde ise çığlıklarının ve atışmalarının altyazılı çevirileri okunabiliyor. Bu ikinci, imgeden tecrit edilmiş kısım, oyunla ilgisi daha az, daha açık bir şekilde siyasi ve saldırgan bir anlatı yaratıyor."
"Orada bir süre kal. Ben seninle olacak, seni kutsayacağım: Bütün bu toprakları sana ve soyuna vereceğim. Baban İbrahim’e ant içerek verdiğim sözü yerine getireceğim. Soyunu gökteki yıldızlar kadar çoğaltacağım. Bu ülkelerin tümünü onlara vereceğim. Yeryüzündeki ulusların hepsi senin soyun aracılığıyla kutsanacak. "
Yaradılış 26:3,4
İşi sevdim ama adamın İsrailli olması ve videodaki metinde geçen "israilli israilliyi topraklarından çıkarır mı hiç?" sözleri karşısında bir an kaldım. Bu işin Filistinlilere ithafen yapılmış olabileceğini düşünmek saflığında bir insanım çünkü. Meğerse adam son zamanda yerlerinden çıkarılan İsrailliler'in duygularını anlatmaya çalışmış. (Yani ben öyle anladım en azından) Adamlar vatanlarından çıkarılıyorlar yani!! Vah yazık mı demek gerekiyor? Başka bir yandan düşününce ... neyse ya...
Çarşamba, Eylül 28, 2005
5
zaman: 14:01
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder