bahar havası çarpar derler ya insanı, gerçekten öyle. ısıtan ve parlayan güneş, günlerce dinmeyen yağmur, güneşe rağmen sertçe esen rüzgar ya da yağmura rağmen yumuşacık bi' hava.
geçen hafta maç sayısı'nı seyrettim. gerçekten beğendim. türkiye'de çıktığı afişini gören gitmekten vazgeçebilir. filimle o kadar alakasız. şans, vicdan, ödünler, istekler, arzular üzerine bi' film çekmiş woody allen. alttan suç ve ceza'ya gönderme yapması hoşuma gitti. üstelik her ne kadar şans üzerine çekilmiş bi' film izlenimi verse de bana daha çok çıkış noktası şans gibi geldi. filmin ana teması şans değil vicdandı ve filmin başlarında ana karakterin dostoyevski okuması da aslında bi' işaretti bence, neyse...
bi' de yay'ı seyrettim. aslında kim ki duk deyince artık başka bi'şi söylemek de pek anlamsız olabilir. bi' şiiri açıklamak gibi. denizin ortasındaki tek mekanda ve nerdeyse hiç konuşma olmadan, film nasıl bi' solukta bitti, anlamadım.
Pazartesi, Mart 20, 2006
67
zaman: 18:25
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
ben kim ki duk amcanın boş ev'inin üstüne film tanımam.. yay'ı o kadar beğenmedim benn.. ben şahsen.. :)
:) piki.
Bende bos ev'i seyretmistim (ingilizce ismi 3 iron sanirim) oldukca begenmistim, bunu izlemedim ama merak ettim.
vudican'ın holivud ending adlı filmini izleyip tersine ''babam ve oğlum'' tadı yakayalarak ağlamak söz konusu.öylecede bi' komik.
meç poyint'in afişi konusunda katılamamak elde değil ama izlemek lazım tabiki önyargıdan kurtulup.
Yorum Gönder