muhammet dedem sarıkız (ananemin bütün ineklerinin adı sarıkız'dır. şekilci olmamak lazım) ve yavrusu küçük buzağıyı
otlatmaktan getirirken çektim bunu (nebiş'e özel).
aslında köy fotoları faslını geçen yazıda bitirmeyi düşünmüştüm, malum güzel de olsa uzatılınca güzelliği kaybolup sıkıcı olmaya başlayabilir herşey. ama madem başladım bu son olsun.ananem erişte yapmıştı. hemen pişirip öğlen yemeği olarak tükettik bi' kısmını, nerde makarnaaa nerde bu... arada uçurumlar var kuzum. kafaya koydum kesin öğreneceğim bu işi. malum marduk falan gelicekmiş nerden bulucaz makarnayı falan. aslında bakarsan bu mevzu derin. o yüzden fazla uzatmayacağım. marketler kapansa nice olur halimiz demekle yetiniyorum.
haydar dedem ağaçları ilaçlıyordu. hayalet avcılarının gizli türkiye temsilcisi gibiydi. şimdi aklından iki tane dede de nerden çıktı diyebilirsin. hemen açıklama getireyim bu mevzuya; annemin babası muhammet dedem, haydar dedeyle kardeşler; aynı evde yaşadıklarından o zamanlar küçükken iki tane dedem ve iki tane ananem olduğunu sanırdım. bu konu üzerine kafa yorup gerçeği anlamam ise ilkokul yıllarıma denk gelir. araştırmacı gazeteci olamayacağım o zamanlardan belliymiş zaten.
babam güllerin bi' kısmını budamakla uğraşırken bende biraz gezindim. marulların, baklaların, asma, erik, kiraz, güllerin arasında... şu yandaki aslanağzına benzer mor çiçekli bitki baklaymış, bende anneme sordum öğrendim, çekerken ne oldukları hakkında hiç bi' fikir sahibi değildim açıkçası.
ananemin bi' de kedisi var, nerden geldiyse artık; evde beslemiyor tabii ki, "evde kedi mi beslenirmiş canım?" ama kedicağız acıktıkça mutfağa giriyor, balkona geliyor, neticede benden daha iyi biliyordu evi. ananemin peşinde dolanıyor pıt pıt. biz o kadar kalabalık gidince biraz rahatını kaçırdık ama kusura bakmasın artık. o benim ananem canım, hıhh...
tavuklar ve horoz kısmına hiç girmeyeceğim konunun, ali baba'nın çiftliği tadında oldu zaten yeterince blogum.
son olarak bunlar babamın budadığı güllerden bi' demet, sen zahmet etme ben vazoya koyarım...
Çarşamba, Mayıs 24, 2006
88
zaman: 11:11
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
dedemi ve ananemi özledim bende. ama bizimkiler epey uzakta....zati şu sıralar herkesi özlüyorum...
valla ben bu haftasonu da kaçıcam oralara, allahtan bizimkiler yakın sayılır:) özlemek iyi bi'şidir o da ayrı:)
valla "anne eli değmiş gibi hanımeller" yiyip annesini özleyen adam moduna soktunuz bizi, keske bızım koy de yakın olsaydı hafta sonu kacabılseydık sizin gibi:)şimdi ne güzeldir safranbolu yahuuu:)
safranbolu'nun güzelliğini çok duydum ama bi' türlü gitmek kısmet olmadı.
safranbolu turu yapalım olmadı:)
neval bosbosunu alınca karadenız turu yapcaktı, safranboluya da uğranabilir o turda. bana da bagajda bir yer layık görmüştü saolsun:) hani diyorum belki ablası olarak bana arka koltukta cam kenarı bir yer ayırmasını sağlayabilirsiniz belkim:):) size ,yani ön tarafa, pasta börek servisi yaparım ben de, valla diyorum ciddiyim:) hehehehhe
:) ta'am ben bi' konuşuyım ama onun vosvosunu beklersek bu iş epey uzar, ben söyliyeyim...
Yorum Gönder