yazın daha dolu dolu ve çabuk geçmesinin sebebi günlerin uzun olması mı? aslında tersi olması mı gerek diyosun? evet, düşününce bana da ö'le geliyor ama kışın -belki de soğuktan olacak- akşamın ilk saatinde herkes evlerine koştururken, yazın hemen hemen her gün ya gidilecek bi'yer ya yapılacak bi'şeyler...
tatil için alanya'ya ali'nin yanına gitme konusunda kesin karar verdim. ali'nin ordan bahsetmiş miydim sana? alanya'ya gelmeden avsallar diye bi' belde var, yolun yukarısında kendine ev yaptı;gerçi sadece inşaat halindeyken gördüm henüz. daha önce yine avsallar'da, yolun aşağısında, eski bi' lahmacun fırını-lokantadan bozma atölye-ev gibi bi'yerdi yaşadığı. on dakika yürüme mesafesinde küçük bi'koy vardı ve köpeği, ördekleri, güvercinleri, tavşanları, tavukları... evet, sanki ali baba'nın çiftliği! şimdiki evde sadece güvercinler var sanırım... beni motorsikletiyle gezdirme sözü verdi şimdiden...bazen aklıma aslında "tanıdığımız insanları ne kadar tanıyoruz ki?" sorusu geliyor. hem "tanımak" kavramının içini nasıl doldurabiliriz? en sevdiği yemeği ya da diziyi bilince mi tanımış oluyoruz yoksa neye ne tepki vereceğini tahmin edebildiğimizde mi? mesele beraber vakit geçirmekte mi? seninle pek vakit geçiremiyoruz mesela, tanımıyor muyuz birbirimizi? tanıyor muyuz ya da? aman neyse canım boşver şimdi!
ağaçların altında uzun uzun yürüyesim var...
Perşembe, Temmuz 27, 2006
112
zaman: 13:13
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
16 yorum:
Ali'nin gercekten hayati boyle mi, ne guzel yaaa. turk filmlerinde yalniz basina bir klubede yasayan ve balikcilik yapan karakterler olurdu, cok severdim onlari ben de ole yasamak isterdim, isterim. ama bazen de cok param ve guzel bir evim olsun istiyorum. ne yapsam acaba galiba en iyisi villamin bahcesine bir klube koymak, arada gider aglarimi tamir ederim orda.
hayır neredeyse hiç tanımıyoruz birbirimizi, ama buraya bişiler yazmak ya da senden yorum okumak benim hoşuma gidiyor,teknoloji ilerledi sanal ilişkiler peydah oldu,kötü mü oldu, yooo..
Baskalarini tanimak?... Hmmm, cetrefilli is. Elimde kaliveren kirik dokuk her iliskinin, cevremi sarip bana yakin olan, icini doken her "arkadasimin" ardindan donup bakiyorumda, onlari taniyor muyum?. Aslinda onlardan once, kendimi taniyor muyum?..
Yillar once bi' zen merkezinde bir yazi gozume carpmisti: "Aynadaki goruntu sensin, ama sen aynadaki goruntu degilsin". Sanirim bunu tam olarak cozdukten sonra baskalarini taniyip tanimamak kolaylasiyor.
Kisilik ve benlik kavrami kadar anlasilmasi zor bir sey yok dunyada, ne de olsa kendi gercekligimiz o anda basliyor ve yasadigimiz dunya o andan itibaren anlam kazaniyor.
Ama gercekten bos ver bunlari. Agaclarin altinda, arasinda, ustunde uzun uzun yuru, en huzurlusu o ("ustunde yurume" pek olmadi galiba!?).
pek tanımıyoruz evet,
ama çok yakından tanımak gibi'de bir kaygımız yok. Yazdıkların o kadar hoş ve okunulası'ki takip ediyoruz, okuyoruz seni.
Ali'ye gelince; belki biz onun ki kadar organik bir hayat yaşayamayacağız, ama umudumuz var. Kimbilir, yarınlar ne getirir bilinmez...
samuray; ali'nin hayatı gerçekten böyle:) bazen istanbul'a yerleş diyoruz -ki tamamen bencilliğimizden tabii- ne işim var burda diyor haklı olarak!
nes; :)saolunuz kuzum, bilmukabele...
nothing; aynı cümleyle bi' haftada ikinci karşılaşma oldu:)
532; çok sa'olun efe'nim:)) mutlu oluyor insan duyunca...
tarih tekerrurden ibaretmis zaten :))
Alanya mı ? peeeh.... Neden türkbüküne gitmiyosun ? Hem beachlerin en çılgın zamanı,bodrumun gece eğlenceleri başka nerde var? (Aman yarabbim neler diyorum ben,fırsatını bulsam dağ evi yapıp herkesten kaçıcakken kurduğum cümlelere bak hemde tiksindiğim bodrumu savundum...magazin programı çarptı beni heralde.affet beni...iyi tatiller alanyada artık kendi kendime günaydın derim ben öğle vakti sen yokken :)
günaydın ve teşekkür ediyorum. ali babanın çifliği hayalimde canlandı hemen ve ağzım sulandı. yaramazlık yıllarım bir çiftlikte geçmişti, o anları şimdi canım çekti. insanların insanları tanımamakyı seçtiğini düşünüyorum artık. çünkü tanıdıkca hayal kırıklıkları artıyor. yaşanmış hayal kırıklıklıkları ürkütüyor. bu yoğurdu üfleyerek gibi. artık sadece kişiler gereksinim duyulan karşı taraf tepkisi ile ilgileniyorlar. sırrım mı var, sır tutabilir mi? bunu çözünce tanımış oluyorus. yoksa o kişinin işindeki dalgalanmalar, çoşkulanmalar dahil edilmek istenmeyen tantanalar gibi... öbür taraftan tanınmak isteniyomuyuz tartışılır. çırılçıplak durduğumuz bizi iyi tanıyan kişiler, zaafları kullanıp hançerledikçe, artık aman boşvern tanımasın kimse beni moduna girmek daha korungaçlı ortam sağlıyor.
gaiaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
gitmeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee :(
wöööhüüü
(fazla bencilce oldu ama- git tabe dinlen)
nothing; ders almam mı lâzım bu durumda bi'şeylerden??:))
cornelius ve northwind; henüz sadece karar verdim:)) haftaya inşallah...
caulerpa; bu kadar kapalı ve korunaklı ilişkilere ilişki dememek gerek aslında, daha gerçeğini bulmak için çabalamak gerek sanırım, e bu durumda da bol şans hepimize:)
Sanirim ders almana gerek yok, tekrar etme yeter :))
Hem aslinda "tarih degil hatalar tekerrurden ibarettir". Hatalari tekrar etmek ise baska bir hata tabii ki. Bu tekrar edilen hatalarin kaydedilmesi de bizim tarih dedigimiz seyi olusturuyor. Demek ki yazili tarihimiz bile hatali!..
Off, ne diyorum ben yahu?!? Sanirim benim bir tatile ve dinlenmeye ihtiyacim var :))
ahahahaa... gelin kuzum beraber çıkalım:)
Hahaha, davet mi bu?.. Hic cekinmem gelirim valla...
... derdim, fakat zaten sali gunu 3 haftaligina Istanbul'a geliyorum. :)
:))
eee ben her zamanki gibi ne diyoruuummmm,, ben de gelcemm.....:PP
ahahaah... ta'am o zaman cuma akşam saat 22'de gümüşsuyu parkında buluşuyoruz:))
Yorum Gönder