Salı, Eylül 19, 2006

130

bazen çok sıkılıyorum ya, aslında en çok kendimden. biliyorsun değil mi?

en korkuncu da bu aslında herşeyde olduğu gibi; kime kızsan, gücensen, sıkılsan yapacağın birşey vardır. oysa kendine karşı o kadar çaresiz kalıyor ki insan.

bu yüzden en iyisi suçu başkalarına atmaktır. inan bana, denedim zamanında. işe yarıyor aslında ama zaman geçtikçe, insan ya sıkılıyor ya kanıksıyor.

kanıksadıysam en iyisi aslında, oh ne mutlu hayat! arada sızlayan yerleri boşver, daha yüksek sesle bağırmalıyım ki diğerlerine, sızılarımın sesi kaybolup gitsin.

eğer sıkıldıysam, oturup annemin kafamdaki bitleri ayıkladığı gibi -zaman zaman söylenerek ve arada hafif şaplaklar atarak- hepsini tek tek bulmak gerekiyor. tahmin edersin ki o anda pek zevkli olmuyor. sonrası, parmakların büzüşünceye kadar yapılmış sıcak bir banyodan -hayır duş asla olmaz- çıkıp, beyaz nevresimli yataklarda yatmaya eş.



hep böyle oluyor, başka birşeyi anlatmak isterken bakıyorum ki bambaşka bi'şeyden bahsediyorum. ne diyordum? sıkılıyorum. yapmam gereken bi'şeyler var da sürekli erteliyormuşum gibi. oysa düşünüyorum, yok.

havadan olabilir. gün içerisinde sürekli giyinip çıkarıyorum, hırkaları, ceketleri. "hasta olmamalıyım, hasta olmamalıyım" diyen sese, "olursan da ol canım, ne olacak yani?" diyorum. hakkaten ne olacak? niye takılmışım bu kadar, hiç farketmeden.

cumartesi günü temizlik yaptım. sanırım sadece kendime yemek yapmaktan hoşlanmıyorum. ne varsa onu atıştırmak daha iyi. yemek yaparken doyuyorum zaten ve yaptıktan sonra canım yemek istemiyor artık. demin tariflere bakarken şehriyeli yeşil mercimek gördüm. canım istedi.


6 yorum:

ah benim yarim, aklım dedi ki...

ordadaki mandalinalar için (limon değillerse tabii) bu güne kadar kumbaramda biriktirdiğim tüm bozuklukları, bide sermet amcamın sünnet hediyesi aldığı pilli orgu verebilirim :)

Adsız dedi ki...

Gayya Hanım, sayfanıza girince gelen reklamdan (reklam da şu) etkilenip US Army'ye katılmaya karar verdim. Günahı boynunuza derdim ama yok değil, televizyondaki reklamları kafama işliyordu sürekli. Başvurana bedava bere veriyorlar hem.

bi de güzel resim. böyle kapalı kadınların olduğu bir yerde (sağdaki bir kadın, di mi?) fotograf çekerken dayak yiyeceğim birgün diye korkuyorum.

. nothing . dedi ki...

sıkılındığında kafadaki bitleri temizlemek en iyisi, teker teker. ama bazen bu "bit"leri temizlemek sıkıcı bir iş. sıkıntı en büyük bit yani (ya da kene mi desem, insanın kanını emen, hayat enerjisini kurutan?).

şehriyeli yeşil mercimek yapmak iyi gelir sıkıntıya (benim de canım çekti şaka maka...)

@saint; pop up blocker'ı aktive edin, bazen işe yarıyor o reklamlara karşı. askere gitmekten iyidir hem.

Mathy dedi ki...

bazen herşeye o kadar takık yaşıyoruz ki...üstelik farkında bile olmuyoruz bazen...ben de bundan kurtulmaya çalışıyorum...eskisi kadar herşeyi umursamıyorum...umursamamaya çalışıyorum...daha mutlu muyum, sanırım ebet!!!

ah kuzum, o bit mevzusunu bende yaşadım hem de çok kereler...:)))

gaia dedi ki...

532; limon onlar kuzum malesef:))

simon; çok para verdiler dayanamadım kabul ettim reklamı, idare edin kuzum artık:))...

fotoğraf iltifatın için de teşekkürler evet kadın, o kendisi kadraja girdi, ben dövicektim az kaldı:)

nothing; ilacı vardı di'mi bitlerin?

mathycim; :))

Adsız dedi ki...

Ayipsiniz tabi ki idare ederiz. Sikayet gibi olmasin. Bana para degil, bedava bere verseler de koyardim:)
Neyse, cavus cagiriyormus, gitmem lazim. Gunluk bin şnavın ikinci kismina baslayacagiz sanirim.