hiç eskiyi özler misin kuzum? eski zamanları diyorum? hani "çocuktuk o zamanlar..." dediğimiz günleri? "saftık saf..."
bu artık kirlendik mi demek?
yaşamak, öğrenmek kirlenmek mi demek?
insanların akıllarından neler geçirdiklerini tahmin edebilmek mi isterdin bi' zamanlar? yoksa o da mı eskide kaldı?
hiç bir şey bilmemeyi, öğrenmiş olmamayı dilemedin mi hiç?
bilmenin mutsuzluk getirdiğine inandım uzun zaman. fakat "bilmek istemek" tuhaf bi'şeydi. canını yakan bi'şeyi hâlâ yapmaya neden devam eder insan?
dövüş sanatlarında ilk başlayan kişi beyaz kuşaktır, konuya benim kadar alakasız biri bile bilir bunu. öğrendikçe renkler değişmeye başlar. en son tekrar beyaz kuşağa gelirsin. bu ilk baştaki beyazdan farklıdır. artık güçsüz ve kırılgan değildir.
ilk başta çabucak kirlenen küçük bi' çocukken son safhada gücün, bilginin gücünün saflığı vardır.
Perşembe, Kasım 09, 2006
148
zaman: 16:16
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
''bilmek kadar acı veren birşey görmedim. fabrikadaki işçi , köydeki çoban imrenilecek insanlar bence'' demişti bilim felsefesi hocam birkaç ders önce. bilgisine ulaşamayacağımız şeylerin varlığı bizi bir şekilde karamsarlığa itebiliyor. ama sen böyle olma..
bazı şeyleri hiç bilmemeyi ya da az bilmeyi istiyor insan bazen evet.misal özellikle önemli kararlar vermen gereken anlarda, karar vermek çok zor oluyor çok şey biliyorsan. halbuki hiçbirşey bilmesen kararını verirsin olur biter:)
"bilmenin mutsuzluk getirdiğine inandım uzun zaman. fakat "bilmek istemek" tuhaf bi'şeydi. canını yakan bi'şeyi hâlâ yapmaya neden devam eder insan?" sanırım bilmek değil de öğrenmek güzel birşey olduğu için.
burada da "ignorance is bliss" demeyi seviyorlar. ben sevmiyorum. çünkü bir yandan da bilmek mutsuzluk getirmek zorunda değil. nasıl, bilmiyorum. belki nihai bilinç'e ulaşma yolunda bir basamak olarak görmeli.
tek bildiğim hiç bişey bilmediğimdir diyen konfiçyüs bu durumda alemin en ballı şahsiyeti miydi ?
bilmem.
çok çiçektik o zamanlar
hatırlar mısın?
hatırlarsın.
@cornelius: "tek bildiğim hiç bir şey bilmediğimdir" diyen sokrates, konfüçyüs değil.
arhon haklı, bilmek gerçekten acı veren bir şey ama bilim felsefesi hocasına katılamayacağım şahsen. imrenilecek insanlar bir şey bilemediklerinden dolayı fabrika işçisi veya köylü değil, bilgiyi amaç edinmiş ve bu uğurda çaba gösteren insanlardır. bu dünyada yaşamayı değer kılan tek şey bilmek ve keşfetmektir.
evet, belki bilgi veya bilinecek şeylere ulaşamamak endişesi insanı mutlu etmez ama yaşamın amacı mutlu olmak da değildir zaten.
önüne bir tabak kemik koyduğunuz köpekler de mutlu olup kuyruk sallıyor sonunda; eğer yaşamın amacı endorfin salgınızdan dolayı yüzünüze yayılan bir gülümseme ya da duyduğunuz tatmin veya huzur duygusu olsaydı kolay tabii, boş verin düşünmeyi, alın bilincinizi sıfıra, bırakın kendinizi tüketim toplumunun kollarına o zaman tamam. ama tabii bir de:
"mutsuz bir insan olmak mutlu bir hayvan olmaktan iyidir, mutsuz bir sokrates olmak mutlu bir aptal olmaktan iyidir." - john stuart mill
Yorum Gönder