hep havadan sudan bahsedilmez ya... oysa güneşi görünce tazelendiğimi, mutlu olduğumu, gün içinde en az yarım saat yürümenin ne kadar şa'ane bi'şey olduğunu anlatmak istiyorum.
aklımdan geçen herşeyi anlatmak istemiyorum sana. moralimi bozacak, canımı sıkacak, ne kadar kötü olduğumu kat be kat abartarak aktaracak kelimeleri kullanmayacağım. yo, sadece sana
karşı değil, kendi kendime de söylememeye söz verdim.
birinin sana acıması kötüdür ama insanın kendi kendine acıması daha da fena... zannediyoruz ki kendimizi ne kadar acındırırsak o kadar seviliriz. hele biz kadınlar, savunmasız kalmış minik kedi yavruları gibi davranma hevesini kimden aldık acaba? güçsüz ve çaresiz olduğumuza inanmak ne kadar kolay. üstelik hemen hemen hiç denemeden...
Perşembe, Şubat 22, 2007
175
zaman: 19:19
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
negüzel dedin..kendine acımayı nerden öörendik biz..korkmanın ilgiyi ummadan kaynaklı, sinsi bi çeşidi üstelik.. ..hep bi istek..hep bi taleb..kendimizin cevherine nail olsak belki zarafetten yapıcas bu ürkek yavru kedi rollerini..erkekler kendini erkek hissedebilsin diye, bütün kadınlıımızla ezilmeden buda bizden olsun güveniyle ve dediim gibi zarafetle..(meraba gaia ben özlem nesonun ablası..;)
Sorunun temelinde "sevilmek isteme" eylemi yatıyor. Asıl soru neden sevilmek istiyoruz, sevmek neden yetmiyor?
:)selamlar özlem...
kesinlikle katılıyorum skoer, evet neden?:)
Çok az mutlu oluyoruz belki ondandır.Bunu gösterdiğimizde elimizden kayıp gidecek sanıp korkuyoruz.Denemeye mecalimiz olmuyor bazen, bazen de korkuyoruz...
güneş, yürümek ve erken kalkmak ne kadar önemliymiş ben de anladım. bir de meğerse gün ne kadar uzunmuş, "zamanım yok, vakit bulamadım" hepsi bahaneymiş.
bi de burda kendine acıyan çok adam var ama onlara acıyanı daha görmedim :)
yaptığım şeylerin manasızlığını farkedince acırım kendime...geçmiş bırakmak peşimi... kelimeler yetmez...sevmek yetmez, onaylanmak isteğidir aslında sevilmek istememiz...
Yorum Gönder