".... Bu sırada Daniyal, genç bir İspanyol askerinin tam da kendisine nişan aldığını farketti. Adamın yüzünde ağlamaklı bir ifade vardı. Daniyal da silahını bu adama yöneltti. Duyduğu doğruysa, İspanyol ona "Disculpe!" diye bağırmıştı ki, bu nida bir küfür olsa gerekti. Daniyal tetiği İspanyol'dan önce çekti ve patlayan arkebüzden fırlayan kurşun, adamın alnına isabet etti. Adam yere serilmişti. Hayatında ilk kez can aldığı için zangır zangır titreyen Daniyal'ın midesi bulanıyor, gözü kararıyordu. ...
... Daniyal öldürdüğü adamın cesedine gözlerini dikmişti. Canını aldığı adamın olağanüstü bir özelliğini arıyordu. Ama İspanyol, Daniyal kadar sıradan görünüyordu. Açık kalmış gözleri siyah, kana bulanmış dalgalı saçları ise kestane rengindeydi. Genç yeniçeri cesedin başında epeyce beklemişti ki, bir süre sonra birkaç İspanyol, papazla birlikte geldi. İçlerinden biri cesedin çizmelerindeki mahmuzları çıkaracak oldu ama Daniyal bu ölü soyucuya okkalı bir tokat indirdi. Ölünün açık kalmış gözlerini eliyle kapadı. İçinden ona sarılmak, ondan özür dilemek geliyordu. Sanki dünyada kendisini affedecek yegâne kişi, ayakları dibinde cansız yatan o İspanyol'du. ...
..."İlk kez öldürdüğünde bir değil, sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun. Yeni doğmuş ve annesi tarafından emzirilen o bebeği öldürmüşsündür. Babasının başını okşadığı o çocuğu da, bir genç kıza aşkını ilân eden o delikanlıyı da, zavallı bir kadının kocasını da, savaşa giderken ailesi tarafından uğurlanan o masumu da... bütün bu kişileri öldürmüş olursun. İkinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişi öldürmüşsündür. Üçüncü kez ise, kimseyi öldürmüş sayılmazsın."... "
Amat-İhsan Oktay Anar
Pazar, Ocak 08, 2006
38
zaman: 11:57
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
En fazla bir yil surer
Yirminci asirlilarda olum acisi
Yorum Gönder