engin'i tanıyo musun sen kuzum?
iki üç ay önce bizim sokağın sonunda oturan sevgilisinin evine taşındı. o zamandan beri çağırıp duruyor ama bi' türlü denk gelmedi, gidemedim.
cumartesi günü mesaj geldi; evde "içkini kap gel!" partisi veriyorlarmış, şapkasız almıyorlarmış.
nebiş'e
"hıı? ne dersin? gidelim mi?" dedim.
"semoş'ta gelebilir miiii??" diye soruma soruyla cevap verdi.
"gelsin." dedim iyi bi' insan olduğum için ama çalışma saatleri içinde olduğundan gelemedi o ayrı.
nebiş'in şapkalarını takıp gidelim dedik. "şapkaları günlük hayat içerisinde tek kullanabilme şansını", şapkalar neval'in okul dolabında oldukları için kaçırdık.
bi' iki saat oturduk, klasik konuşmaları yaptık, yukarıdaki fotoğrafı paltolarımızı giyerken çektim. rafta duran kitapların arasında kavgam'ı görünce " o ne yahu?" deyip gülmeye başladım. engin "aman yaa... çok kalın yapıyolar zaten bu kitapları, bu ne kardeşim, böl şunu beşe, ince ince, rahat rahat okuyalım." diyerek olaya son noktayı koydu.
gecenin en eğlenceli kısmı şekspir'li kısımlardı. sürekli cipslerin peşinde koştu.
havadan mıdır nedir, iki kelimeyi bi' araya getiremiyorum. çıkıp boş boş gezmek lazım.
Çarşamba, Şubat 22, 2006
57
zaman: 14:28
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder