Çarşamba, Ağustos 29, 2007

218

cumartesi akşamı artık pazar olmuşken istiklal'de bi' arkadaşımı arıyordum. dur dur baştan başlıyım...

izmir'den bi'arkadaşım geldi, barışarock'a gelmişler. "hoşgeldiniz sefalar getirdiniz" dedim. "hazır gelmişken görüşelim..."

görüşme zamanı cumartesi gecesi yer taksim. ancak ufak bir aksilik oluyor, benim işim pazar gününün ilk saatlerine uzuyor ve telefonumun şarjı bitiyor. neyse... aslında pek önemsiz ayrıntılar bunlar. ve ben istiklal'de sağ ve solunu karıştıran arkadaşımın tarifleriyle bilmediğim mekanı bulmaya çalışıyorum. bi'şekilde buluştuk.

anlatmak istediğim bunlar değildi aslında. nebiş bö'le yapardı küçükken -artık büyüdü-; akşam saatlerinde yaptığı bir şeyi anlatmaya sabah uyandığı zamandan başlardı.

oldukça yorgun istiklal'de yürümeye başladım. en tenha zamanlarını sabaha karşı gördüğüm fakat hiç bir zaman boş olmayan caddede insanları seyrederek yürüdüm. her tarafta çöpler vardı. sokağın dağınıklığı ve pisliği mi insanlara yansımıştı insanlarınki mi ona, önce emin olamadım.

sonra sabah saatlerindeki hali aklıma geldi; esnaflar yeni yeni açmışler dükkanlarını, sakince sabah temizliklerini yapıyorlar. o saatlerde, geceden yorgun fakat iyi bir güne kalkmış gibi bi'hali olur caddenin.

o zaman yok dedim, istiklali bıraksalar kendi haline kirlenmez bu kadar. sonra insanların sabah kalktıkları hallerini düşündüm. hatta gece çıkmaya hazırlanırlanırken, süslenirken, kendince güzel kıyafetlerini giyip makyajlarını yapıp, traşlarını olur, saçlarını yaparken...

hepimizdeki bu kirlenme merakı neden o zaman?
pis olduğumuzda kirlenme korkumuz mu kalmıyor?
bi'şekilde korkularımızdan mı kurtuluyoruz?

fiziksel olarak değil sadece söylediğim, duygusal olarak, düşünsel olarak...

kirlendikçe sanıyoruz ki daha iyi, daha yıkılmaz, daha kırılmaz, daha çok bilen oluyoruz.









*fotoğrafı bi' internet sitesinden almıştım, fotoğrafçının adını not etmiştim, kaybetmişim... özür diliyorum...

3 yorum:

neval dedi ki...

demek nebiş bö'le yapardı küçükken:)

gadjo dedi ki...

Fotoğrafçı Gregory Colbert olabilir mi?
Ashes and Snow diye bir filmi var, oradaki goruntulere coook benziyor.

gaia dedi ki...

sanmıyorum, hatta Gregory Colbert'in fotoğraflarına bakınca kesin olarak emin oldum:) ama teşekkür ederim:)