nedense hep başkalarının bizi kırdığına, incittiğine, üzdüğüne, mutlu ettiğine dair bi' inanç var içimizde. sanki hep dıştan gelen şeyler bizim ne olduğumuzu belirleyenler. oysa hepsine izin veren biz değil miyiz kuzum?
ben izin vermediğim sürece birinin beni üzebileceğini mi sanıyorsun?
Pazartesi, Ocak 29, 2007
169
zaman: 16:16
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
9 yorum:
bence üzebilir kesin konuşmamak lazım neme lazım.
onun beni üzmesini seçiyorumdur, seçtiğimi hiç bilmeden.
:)
Üzme mertebesini bahşetmemek ya da bahşetmemekle ilgili bir durum bence.Birine seni üzecek kadar değer vermek...Peki suçlu kim.Seven mi üzen mi?
katılıyorum yahu. çok değer vermediğimi bildiğim insanlar tarafından kırılıp durduğumu farkettikçe düşünmüştüm aynı şeyi.
gerçi yorumlardakilere de katılıyorum. suç yok bence ortada, esma'nın dediği gibi bir seçim. ve belki metam.'un dediği gibi üzebilir de ne kadar izin vermemeye çalışsan da.. kolay değil.
üzülmek çok geniş bir kavram ama genelde içinde bulunmaktan hoşnut olmadığımız bir duruma gösterdiğimiz duygusal bir tepki. ben şu soruları sorarım üzüldüğüm zaman:
- üzen kim?
- üzen sebep ne?
- üzülen kim?
hep tek bir cevap buluyorum sonuçta; şartlar ne olursa olsun incindiğini düşündüğüm egom ve benliğim üzülmeme sebep olan.
egonuzu yendiğiniz zaman ortada pek bir sorun kalmıyor ama bence asıl mesele üzülmek değil, üzülmenin yarattığı o ruh haline takılı kalmak. yoksa üzülmek de sevinmek kadar gayet doğal bir kavram.
insan içinde bulunduğu şartlardan bağımsız bir varlık olmadığına göre benliğimiz o şartları hep kendi açısından değerlendiriyor, siz olmadan dünya yok ne de olsa!
üzülmenize sebep olan veya o üzülen ben nasıl bir şey, neyin nesi bir tam olarak anlasak ortada hiç bir sorun kalmayacak aslında :)
o kadar kabiliyetli olmadığımı biliyorum sadece
ilginç bir yaklaşım..
169'un ayni zamanda Turk Telekom masal hattinin numarasi olmasi da apayri uzucu bir tesaduf olsa gerek.
Yorum Gönder